Önce Ajlan Akıncı’yı kaybettim.
“Paşa çocuğu” Ajlan’ı.
Yarım asırlık meslektaşım ve arkadaşımdı..,
Önce daha nicelerini kaybettim meslektaş ve arkadaşlarımın.
Ammaaaa…
Yakın tarih daha fazla acıtıyor insanın yüreğini…
Üç gün önce de “Zıp zıp” ayrıldı aramızdan.
Yani Metin Yalman’ı kaybettik.
Rahmetli Ajlan takmıştı bu adı Metin’e…
1965 sonrası…
Şu anda Kızılay’da, Türkiye’nin ilk gökdeleni dediğimiz Emekli Sandığı’nın görkemli binasının 14.
katında Hürriyet’in Ankara Bürosu’nda çalışıyorlardı, Metin ile Ajlan.
Hürriyet’in Ankara Temsilcisi ünlü gazeteci rahmetli Cüneyt Arcayürek’ti.
Bir dönemin en güçlü gazeteci-yazarı.
Arcayürek, Dünya Gazetesi’nde muhabirlik yapan Metin Yalman’ı Hürriyet’e transfer etmişti.
Hürriyet’in o günlerde çocuklar için yayınladığı “Zıp Zıp” Dergisi vardı.
Bu isme atfen Ajlan Akıncı, Metin Yalman’a “zıp zıp Metin” adını takmştı.
Benimkini de rahmetli Ajlan yakıştırmıştı “Buruşuk Sezai” diye.
Metin Yalman yurt dışına çıkmadan önce, Hürriyet’te gece muhabirliği yapıyordu aslında.
Güvenilir bir gazeteciydi.
1973’lerde Çalışma Bakanı Ali Naili Erdem, Türkiye genelinde 30’u aşkın gazeteci arkadaşımızı
Avrupa’nın çeşitli başkentlerine ataşe olarak atadığında Metin’e Atina yolu görünmüştü.
Rahmetli Metin, Atina’da görev yaparken aracına iki üç kere bomba konmuş ama erken fark edildiği
için ölümden her seferinde kurtulmuştu.
Suikast teşebbüslerinden sonra Atina’dan ayrılmak zorunda kaldı.
Bir süre merkeze alındığında, Hürriyet Ankara Bürosu’na hasret gidermek amacıyla uğramıştı.
Bana bir ara “Yahu sen Atina’da benim boşalttığım göreve gitmek ister misin, ben başka bir yere
atanacağım, istersen bakana seni tavsiye ederim” dedi.
“Olur, olur” dedim:
“Yani Yunanlılar beni öldüremediler, ölmek istiyorsan seni tavsiye ederim demek istiyorsun”
diye de ekledim.
Birlikte kahkahayı patlatmıştık.
Sonra döndü:
“Doğru yahu” dedi.
Çok temiz kalpliydi.
Dozunu kaçırdığımız şakaları kaldırırdı.
Bonn’daki görevinden sonra Ankara’ya döndü.
Sanırım Cumhurbaşkanlığında danışmanlık ve sözcülük yaptığı sırada çok mutlu olamadı.
Hep gözü aktif gazetecilikteydi ama yıllar sonra medyanın da tadı-tuzu kalmadığından bu meslekte
kendine yer bulamamıştı.
İyi bir insandı.
İyi ve güvenilir gazeteciydi.
Çok önemli özel haberlere imzasını atmıştı.
Gece nöbetlerinde çok haber atlatmıştı.
Bu alemden de bizleri atlatarak ayrıldı.
Ruhu şad olsun.
Eğer gittikleri yerde birbirlerine rastlarlarsa, Ajlan Akıncı’nın “ Hoş geldin zıp zıp” cümlesiyle
karşılanacağına dün gibi inanıyorum