Galiba son yıllarda en doğru ve yerinde itirafı Başbakan Yardımcısı sayın Mehmet Şimşek yaptı.

Net olarak içinde bulunduğumuz ekonomik duruma teşhis etti ve son noktayı koydu:

“Yaşadığımız geçici bahardır.”

Şu andaki durumun çok da sürdürülebilir olduğuna inanmayan ve bu tabloyu erkenden iyi

gören Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Türkiye’nin yatırıma ihtiyacı var. Bu yatırımları

iç tasarruflarla finanse etmeli Türkiye. Yarını güçlü bir şekilde kurgulayacaksak, biz

başkasının parasıyla uzun süreli büyüyemeyiz” diyerek durumu özetliyor.

Açıkçası “El bastonuyla yürünmez.” diyor.

Şimşek’in dediklerine herkes imza atar.

Önemli olan “herkes” değil, hükümetin içindeki bir yetkilinin, üstelik ekonomiden sorumlu bir

başbakan yardımcısının bu sözleri söylemesi ve itirafta bulunması.

Türkiye’deki reformların hayata geçirilemediğinden de yakınıyor sayın Şimşek.

Aslında çarşı pazara çıkan herkes anlıyor ve görüyor ki, sokaktaki enflasyon hükümetin ilan

ettiği pahalılıkla örtüşmüyor.

Halk açıklanan TÜFE oranına inanmıyor.

Aslına bakılırsa açıklanan enflasyon ile cebimizdeki paranın gücü örtüşmüyor.

Hiçbir zaman da örtüşmedi.

Sonuçta geçen yıl ucu ucuna hayatını sürdüren emekliler, aldıkları son maaşlar bulundukları

ayı çıkartamıyorlar.

En net ispatı:

Sabah çıkın ve Belediyenin ucuza ekmek sattığı halk ekmek büfelerinin önlerine bakın.

Kuyruklar uzuyor.

İnsanlar, kerli ferli memur emeklikleri yüzlerini saklamaya çalışıyorlar.

“Bu hale mi düşecektik” dercesine.

Oysa yüzünü saklamak değil, suratı kızarması gereken AKP iktidarının ta kendisi.

Ülkenin her alanındaki dengeleri bozdu.

Huzur gitti.

Ekonomi yalancı baharın göbeğinde…

İnsan sokağa çıkıp da bir kilo değil, yarım kilo erik almanın keyfini dahi yaşamaktan

mahrum.

Görevden alınmış Başbakan Davutoğlu “Sokağa çıkın, korkmayın” demişti geçtiğimiz

haftalarda.

Bence kendisi çıkmalı.

Tam sırası.

Korumalarıyla değil, muhterem eşini koluna takarak sokağa çıkmalı.

Semt manavına gitmeli ve yarım kilo erik almalı.

O zaman anlar Hanya ile Konya’yı…

O zaman görür nerelere kar yağdığını…