Medya dünyası, yazılısı ve görseliyle hızla dibe vuruyor.

AKP hükümetinin bu dibe vuruşta, bu kabuk değiştirmede rolü büyük.

Önce medya bir çok parçaya ayrıldı.

Sonra yüzde 50’nin üzerindeki bir kanat birleştirildi, yandaş medya yaratıldı.

Sayısal olarak ve de kağıt üstünde kalabalık görünseler de muhalefeti temsil eden medyanın

etkisi sadece AKP okuyucularını kapsıyor.

Muhalefete destek veren medya ise şaşkın.

Ana akım medyanın en eski ve yazılısı olan Cumhuriyet dahi yönünü tesbitte zorlanıyor.

Paris’teki kanlı olaydan sonra Cumhuriyet’in tepesinde deprem oluyor.

Çiçeği burnuna Genel Yayın Yönetmeni Utku Çakırözer görevden alınıyor.

İlk defa ve tuhaf bir kararla Cumhuriyet tarihinde bir ilke imza atılıyor.

Sağ akım alışkanlığı, birden sol akım medyasında kendisini gösteriyor.

Bu yetmezmiş gibi 40 yıldır Ankara’da her kademede görev almış, fedakarlığı kanıtlanmış

yazar Işık Kansu’nun yazısı gerekçesiz şekilde yayınlanmıyor.

40 yıl ve sadakat.

40 yıl ve mücadele.

40 yıl vefa.

Ancak çok şey ifade etmiyor Cumhuriyet tepe yönetimi için.

Çok anlamlı gelmiyor.

Sağ ve dinci medyada görünmeyen gizli bir el sanki solun içinde Truva atını harekete

geçirmiş gibi.

Hadi bu olaylar tepedeki didişmelere bağlanabilir.

Tabii bir ölçüde. Olması gerekli eylem ve kararların Cumhuriyet Gazetesi’ni hırpalayacağı,

aldığı darbenin açtığı yaraların uzun süre kapanmayacağı açık.

Açık ama vefasızlık örneklerinden bir tanesi bu sıcak gelişmeler sırasında İsveç’te yaşanıyor.

1980 İhtilali sonrası Türkiye’den ayrılmak zorunda kalan meslektaşımız Ali Haydar Nergis’in

30 yıldır yazdığı Cumhuriyet Pazar eki köşesindeki yazı da sebepsiz-nedensiz ve özür

dilenmeden yayınlanmıyor.

Ulusal basında yıllarca çeşitli gazetelerde çalışan gerçek bir emekçinin, yurt dışına kaçışından

sonra sığındığı tek liman olan Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yazısının bir anda sonlandırılmasını

izah etmek zor.

Hem de çok zor.

Parasal bir nedeni yok.

Siyasi bir yanı hiç yok.

İzlenen ana politikada bir sapma da yok.

Her zaman bildiği çizgi ve doğrultuda İsveç’ten, Malmö’den Cumhuriyet’e 30 yıldır yazı

gönderen,,etkili ve çarpıcı örneklerle siyasi analizler yapan, karşılıksız ve fedakarca haber ve

yorum katkısında bulunan Nergis’e birinin çıkıp da “Yazını şu nedenle kullanamayacağız

artık” dememesi ise ayrı bir ayıp.

Telefonlarına çıkılmamasına ise bir ad bulamıyorum.

Vefasızlık diyorum ama bu kelime de kifayetsiz.

Yoksa Cumhuriyet üst yönetimini “kifayetsiz muhteris’ler mi işgal etti?

Huuuu.

Orada kimse yok mu?