Milli takımımızın İzlanda ile yaptığı ilk maçtan sonra kanaatimi söylemiştim:
“Bu takımla bir yere varılamaz. Fatih Hocayla ise asla...”
Açıkca Fatih Terim'in arık kenara çekilmesini, bu işi “ehil ellere” bırakmasına yönelik çağrıda
bulunmuştum.
Benimle aynı fikri paylaşan çıkmamıştı.
Çek'lere yenildiğimiz maç sonrası da Terim'i istifaya çağıran olmamıştı.
Nerede ki üçüncü hezimeti “mahalle takımı” Leton'yaya karşı alınca tüm spor yazarları “Bu iş
bitti” demeye başladılar.
Hala umudunu kaybetmeyen spor kelemşörleri var ama onların başka hesap içinde oldukları belli.
Neyse, spor dünyası ve yazarları alanına pek girmek istemem.
Benim aklımın almadığı tek şey, istifa denen eylemin neden zor olduğu.
Ben gazetecilikte kovulmayı da, istifayı da birer madalya addettiğim için rahatlıkla yazabiliyorum:
“Fatih Terim istifa etmek için neyi bekliyorsun?”
Pysa yerinde, zamanında istifa “erdemli” bir davranıştır.
Alkış alır.
Çocuklara, geride kalacaklara bırakılmış en büyük mirastır.
Hatta bu miras parayla pulla asla ölçülemez.
Zaten milli takım çalıştırmak gururu insana yeter de artar bile.
Hadi Fatih Hoca, hemen istifa et.
Alkışlamak istiyorum.
Fatih Hocanın, Letonya'yı çalıştıran Marians Pahars'tan dokuz kat fazla yıllık geliri olduğunu yeni
öğrendim.
Pahars yılda 400 bin, Fatih Hocamız 3 milyon 500 bin Euro alıyormuş.
Yaklaşık dokuz katı.
Hocamızın parada gözü nasılsa yoktur.
Hala bekliyormusun Hocam.
Bas istifayı, bitsin bu tartışma (!)