AKP’nin 13 yıllık dönemi hep olumlu yanları ile yad ediliyor, anılıyor ve örnekleniyor.
“Adamlar çok iyi işler yaptı
Ve sıralanıyor:
-Duble yollar…
-Hava alanları…
İhracat…
Milli gelirin artışı…
Vs. Vs.Vs.
Kimse yapılanları inkar etmiyor, edenler de zaten yalnızlaştırılıyor.
Yapılanlar, hayata geçirilenler büyük bir başarı mı?
İktidar ve kadrosu, başta AKP’nin kurucusu sayın Recep Tayyip Erdoğan ne ve neler yaptı?
Çok çabuk unutulduğu için hatırlatalım.
İlk iş ekonomideki bozukluklar, fakirleşmenin durdurulması, paranın pul olması karşısında alınacak
önlemler ve bütçe disiplini meselesini ele aldı.
Kimin programıydı bu?
Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş’in.
Nitekim AKP’nin ekonomi kurmaylarından Babacan ve kadrosu bu programı harfi harfine
uyguladıklarını, inkar etmediler ve yıllarca tekrarladılar.
Bütün bunların yanında ilk defa sıkı bir bütçe disiplini uygulandı.
Yani, bütçeden taviz verilmedi.
Peki milli gelir nasıl arttı, refah düzeyi nasıl yükseldİ?
Bütün yapılanlar, olumlu adımlar ülkenin gelişme niyetinde olduğunun göstergesi sayıldı ki, el hak
doğrudur.
Kredi değerlendirme kuruluşları, İMF borçlarının sıfırlanmasından sonra yabancı sermayenin ülkemize
girebileceğine yönelik yeşil ışıkları yaktı.
Bu da doğruydu ve iyi oldu.
Ancak gelişmekte olan ekonominin motoru sayılan turizm gelirleri beklenenin üstünde arttı.
İktidarın, yani Derviş’in programı ve ekonomik önlemleri işe yaradı.
Tabii lüks tüketim vergileri gözden kaçırılacak gibi değildi…
Akaryakıta, tütün mamullerine ve içkilere yapılan zamlar, bunları kullananların cebinden çıkan en
büyük gelir dilimini teşkil etti.
Dünyanın en pahalı benzinini tükettik ve devam ediyoruz.
Bir çok alanda uygulanan katma değer ve özel tüketim vergileri de katlandı.
Devletin gelirleri artarken, yabancı sermaye girişleri de tavan yaptı.
Neticede ilk 6-7 yıl içinde refah düzeyi yükseldi.
Sonrası malum.
Geriye sayma dönemi.
17-24 Aralık safhası.
7 Haziran sonuçları.
Teröre yol verilmesi.
Özetle iktidar son 13 yıl içinde “kuş kondurmuş” değil.
Bu kadar gelir ve bu kadar yabancı para akışıyla, yol, okul ve hava alanını kim olsa yapardı.
Şimdi dönüp dönüp pikaba aynı plağı koymanın alemi nedir?
“Biz gidersek tufan” demenin tehdidi niye ki?
“Bu kadro, yani Tayyip beyin adamları sonsuza kadar iktidarda kalacak ve kalmalı” demek ne oluyor,
biri çıksın bunu millete anlatsın.
Anlatsın ki bizler de, millet de ona göre düşünelim ve sandığa gidelim.
Ne yani her sabah kalkıp “ Allah sizi başımızdan eksik etmesin” mi diyeceğiz?
Ne yani, haftada bir “Erdoğan muhtarları yine topladı” haberlerine mi muhatap olalım.
Düşünebiliyor musunuz, her sabah Ahmet Davutoğlu portresine uyanmayı.
Ve dört yıllık bir “tahammül” dönemi.
Allah esirgesin