Bizim demokrasimiz tuhaf.

Bu sistem içinde siyasi partilerimiz ile millet arasındaki kan uyuşmazlıklarını çözebilmiş değiliz.

Nedeni açık.

İlki Siyasi Partiler Yasası diğer Seçim Yasası…

1982 faşist yönetimin çıkardığı ve 33 yıldır demokrasinin önünü tıkayan , bu iki antidemokratik

yasasının değiştirilmemesi demokrasi ayıbı değil, siyasi parti liderlerinin gafleti.

Ne yazık ki sadece bu antidemokratik yasa demokrasimizi güdükleştiriyor ve “çeyrek demokrasi” ile

yol almamıza neden oluyor.

Bu çeyrek, aynı zamanda “ ekmek arası” görüntüsü veren demokrasimizin sık sık surpriz yapmasını da

içimize sindirebilmiş değiliz.

Gerçek demokrasinin önündeki bu iki duvar yıkılmadıkça her genel seçimle böyle tablolar yaşarız.

Yaşarız  ve devrildi- devrilecek dediğimiz iktidarlar  uzun ömürlü olur ama ülke  yerinde sayar.

 Geride bıraktığımız yaralı-bereli çeyrek demokrasiyi tepe tepe kullanıp ülkenin son 13 yılda  ne hale

sokulduğundan tek kelime dahi etmeyeceğim.

İşte yeni bir seçim.

İşte yeni bir tablo.

Beş ay içinde ne oldu da AK Parti oylarını kendilerinin dahi şaşırdığı noktaya taşıdı.

Beş ay içinde ne gelişmeler oldu ki, kaybeden kazanır oldu.

Bana göre halk, sandık başına gidenler bu kez kararlıydılar.

Bazı partileri cezalandırmak için yola çıktılar.

Sandığa kararlı girdiler.

İlk hedef Kandil idi…

Diğeri Bahçeli.

Ülkenin bu iki zayıf halkasını AKP iyi değerlendirdi.

Her ikisinde de 7 Haziran seçim sonuçlarında kantarın topuzu kaçmıştı.

HDP beklenenden fazla oy almıştı. Nitekim “emanet” oyların yüzde 3 kadarı AKP’ye döndü.

MHP yukarı tırmanışı yanlış okudu, AKP’den devşirdiği oyları, HDP’ye karşı yürütttüğü “PKK’nın

terörist olduğunu itiraf et” dayatması sonucu, AKP’den aldığı emanet oyları adrese teslim etmek

zorunda kaldı.

Tabii, HDP’nin hala baraj sıkıntısıyla boğuşması, Kandil’in barış sürecini dinamitlemesi ve yanlış

okumalara sapması nedeniyle yaşandı.

Kaybeden iki parti MHP-HDP beş ay içinde AKP’nin havuzuna su taşımış oldu.

Şimdi muhalefet kanadı partileri eğri oturmaya devam edebilirler.

Tabii, doğru konuşmak ve değerlendirme yapmak şartıyla.

Bakın CHP’den hiç bahsetmedim.

Onu tek bir yazıyla anlatmak çok zor.

O her zaman ve her dönem kaybeden.

Aha da İngilizcesi:

 Yani “forever loser”