Bu ülkede en büyük eksiklik, bir gün muhtaç olunduğunda “herkese gerekir” diye düşündüğümüz
“hukuk” tur.
Hukukun üstünlüğüdür.
Ve her ülke için geçerlidir bu gerçek.
Geçmişe baktığımızda, “üstünlerin hukuku” hiçbir dönemde kalıcı olmamış.
Sadece, diktatörlüklerde, krallıklarda, tiranlarda hükmünü sürdürebilmiş.
Oysa çağımızda hukukun üstünlüğü, insanoğlunun “olmazsa olmaz”larının başında geliyor.
Demokrasilerde ise insan haklarını taçlandıran tek gerçek.
Hukukun üstünlüğü, üstünlerin hukukunu her zaman yerle bir eder.
Bu gerçeği kafamıza sokalım.
Ve biraz gerilere gidelim.
Ergenekon’da hukuk sulandırılmıştır denebilir.
Yanlış yerlere sürüklenmiştir görüşü de ileri sürülebilir.
Balyoz veya askeri casusluk davası gibi bir çok uydurulan davalarda ise bitpazarına
düşürülmüştür diye bakılabilir..
Ama “gerçek hukuk” hiçbir zaman değişmemiştir.
Kabaca “emir-komuta” kalıbı içinde siyasilerin etkisinde kalan hukuk, geçtiğimiz yıllar içinde
topluma mal olmuş önemli davalarda örselenmiştir.
Adına da “kumpas” denmiştir.
Bazen de “komplo”…
Oysa bu ülkede hukukun üstünlüğü hiçbir zaman doğru kullanılamadı ki.
Bundan 13 yıl önce, AKP hükümetlerinin ilk sıradaki adalet bakanlarından birini ziyaret etmiştim.
Adını yazmak hoş olmaz.
Sohbet ettik uzun süre…
Değişik sorularım olmuştu bu karşılıklı görüşme sırasında.
En son soru olarak “ HSYK’yı ne yapacaksınız?” sorusunu sormuştum.
Aldığım yanıt beni dondurmuştu. Üstelik korkuyla karışık büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım:
“Bizden öncekiler, yani tüm hükümetler, HSYK’yı siyasi emellerine alet ettiler, istedikleri gibi
kullandılar. Biraz da biz kullanalım, ileride bakarız…”
O gün bugündür yaşananlar ortada.
HSYK’yı siyasi amaçlarına göre gerçekten kullandılar.
Yetmedi, Anayasanın bazı maddeleriyle birlikte 12 Eylül’de HSYK’nın eski yapısını referandumla
değiştirdiler.
Askeri darbelerin, faşist yönetimlerin ürünü olan HSYK’nın içini iyice karıştırdılar.
Şu anda karşımızda duran tablo flu.
Buradaki yüksek hakimlerin uygulamaları ortada.
Paralelci olanlar- paralelci olmayanlar…
Böyle bir tablo olabilir mi?
Özete Yüksek Yargı sapır sapır dökülüyor.
Bu nedenle, yargı gerçek hukukla bir türlü tanışamıyor.
Bu tablo içinde hukukun üstünlüğünden bahsetmek, gerçek yargıya yapılabilecek en büyük
haksızlıktır.
Siyasi güç yani AKP iktşdarı, behemehal yargıya yeni bir çeki düzen vermeli, işe tam da buradan
başlamalı.
Yeni anayasanın en önemli bölümü yargı olmalıdır.
Başkanlık veya yarı başkanlık hikaye.
Tam bağımsız yargı olmadan, tarafsız ve yansız yargıçlar işbaşına gelmeden ne demokrasiden
bahsedilebilir, ne de gerçek hukuktan.