Evet en sonda söylenecek lafı başlıkta söyleme ihtiyacı duydum.
İlk defa oluyor bu.
Kaybeden siyasi liderler artık balık tutmaya karar versinler.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP koltuğundan kalkmalı doğru üç tarafı denizlerle çevreli muhteşem ülkemizin
hangi sahilini beğeniyorsa orada bir yazlık almalı, varsa gidip oturmalı…
Çok basit, sıradan bir sandal satın almalı. Öyle tekne filan değil.
Doğru balığa…
Keza Devlet Bahçeli…
Bu iki liderin artık partilerinin başında durma şansı yok.
Başarısız olduklarını bal gibi biliyorlar.
Halk her ikisini de anlayışla karşılar balıkçılık yaşamları başlarsa.
Fena bir hobi de değil.
En az on yıl önce eski CHP Lideri Deniz Baykal’a tavsiye etmiştim.
Antalya milletvekili olduğu için işi daha da kolaydı.
“Deniz bey hadi balığa” demiştim, taraftarları, yandaşları çok kızmışlardı bana.
“Sen CHP düşmanısın” diye de yaftalamaya kalkışmışlardı.
Sonuç ortada.
CHP’yi iktidara getirmesini bırakın, dibe vurdurdu dibe.
Keza Kemal bey için:
“Yahu Kılıçdaroğlu çok naif… Çok mütevazi… Halkın parçası gibi.. Bakın ne güzel de kahvede halkla çay
içiyor. Eskiler gibi halka yukardan bakmıyor.” Denebilir.
Ama yetmiyor.
Kitleleri sürükleyemiyor.
Yeni kitlelere ulaşamıyor.
Ve CHP kavruk bir parti olarak yüzde 20-25 bandında kalıyor.
Vallahi CHP Genel Merkezinin şanslı kedisi Şero bile seçimlere girse yüksek oranda oy getirebilir.
Kemal Bey kızmasın, kemikleşmiş oydan bahsediyorum, Şero çaba sarfetmeden alır o oyu.
Devlet beye gelince…
Denizi sever mi kuşkuluyum.
Sevmese bile bir yazlığa taşınmalı.
Balık tutma şansı fazla yok.
Tesbih sallıyor ve yakışıyor ama olta sallayacağını sanmıyorum.
Sallasa da hiçbir balığın oltasına takılacağına ihtimal vermiyorum.
Neticede Kılıçdaroğlu ve Bahçeli 1 Kasım Seçimlerinin kaybedenleridir.
Yıllardır olagelen tüm seçimlerde kaybetme rekorunu kimseye kaptırmadılar.
Belki başka alanlarda başarılı olurlar.
Belli mi olur?