Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,3374
EURO
34,8108
IMKB
10.277,000
ALTIN
2.393,270
 
Hava Durumu ANKARA
10 / 18 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
Gazetecilik Dersi Veren Bari Gazeteci Olsa…
 SEZAİ BAYAR 28 Aralık 2015 Pazartesi  

Hükümete de, cumhurbaşkanı Erdoğan’a da kendisini yakın hisseden, hatta bunu

inkar dahi etmeyen, eleştiri yapanları karşısına alan Hürriyet yazarlarından Fatih

Çekirge, yine çekirgeliğini yapmış. Ve “Mit Tır’ları haberinin üstüne atlamazdım”

diyerek Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara

Temsilcisi Erdem Gül’ü hedef tahtasına koymuş.

Hazindir ki, gittiği ve çalıştığı her gazetede, sorumluluk aldığı her yayın kuruluşunda

çalıştığı organlardan çok kendisini ön plana çıkartan bu arkadaş şu günlerde

Hürriyet’in tepesine gelecek diye lanse ediliyor.

Hürriyet’i Genel Yayın yönetmeni olur veya olmaz beni ilgilendirmiyor, patronu Aydın

Doğan bilir.

Ama bizim de bildiklerimiz var.

Çekirge’nin önce CNN Türk’teki söyleşisinde sarf ettiği sözlere bir göz atalım.

CNN Türk canlı yayınında Hakan Çelik’in sorularını yanıtlayan Çekirge, MİT TIR’ları

haberine neden çekinceyle yaklaştığını şöyle anlattı: “Bir, benim için şu önemli, bu

iş devlet meselesi mi, yani Türkiye Cumhuriyeti devletinin meselesi midir? İki,

onun IŞİD’e gittiğini kim biliyor? Tamam silah var içinde, ama IŞİD’e gittiğini

üstünde yazıyor mu, adres mi var? Üç, ön tarafında da MİT mensupları

oturuyor. Bu nedenle ben üstüne atlamazdım hemen. Hatta en yetkili yerlere de

sorardım. Sonuçta devlet düşmanı değiliz yani. Yayınlayan da olabilir, onu

bilmiyorum.”

Çekirge bununla da kalmıyor. Şöyle devam ediyor:

“Bu tür olaylarda gazetecilerin ‘filitrasyon’unun çok kuvvetli olması gerekir. Ben

dolayısıyla bu haberin üstüne atlamazdım. Nitekim, bu fotoğraflar ve haber

birkaç gazeteye gitmiş zaten, kullanmamışlar”

Diyor ki:

“Sorumlu bir gazeteci olarak bu haberi yayınlamazdım…”

Şimdi söz bizde:

Önce “28 Şubat post modern darbesi” öncesine gidelim.

Çevik Bir Paşanın emi rsubayı gibi davranıp, he sabah gzetene dahi uğramadan,

doğrudan Genel Kurmay Nizamiyesinde kuyruğa girip, sonra brifingteki bilgileri hiç

araştırmadan gazetene (Hürriyet’e) manşet yaptıran kimdi?

Sen o zaman “Bu haberler acaba doğru mudur?” diye, Hürriyet’in Ankara Temsilcisi

olarak filitrasyon mekanizmasını hiç devreye sokmayı düşündün mü?

28 Şubat’a giden  yolda “apoletsiz paşa” gibi davranıp tüm haberleri Özkök’e aktarıp,

“Paşamın emri, bu haberlerin iyi değerlendirelim Ertuğrul’cuğum” diyen ben miydim?

Keza, Uzan’ların Star Gazetesi’nde hangi haberin filtreden geçti bir tanesini hatırlata

bilir misin?

Daha gerilere gidelim.

Hürriyet’in Ankara Temsilcisi iken rahmetli Özal’la ilgili bir haberin öyküsü bende hala

tazeliğini koruyor.

Hürriyet’te manşet olmuştu bu haberin:

“Özal’ın Koskatos yolsuzluk dosyası”

Bu haber yayınlandığında ben de Tempo Dergisi’nde çalışıyordum.

Haber çıktıktan hemen sonra Ulaştırma Bakanlığı ve PTT Genel Müdürlüğü üst

yönetimlerinden bana ihbarlar geldi.

“Bu dosya baştan sona palavra. Tek kuruşluk yolsuzluk ve rüşvet yok bunda”

yolundaki ihbar telefonlarından sonra ens üst yönetimlerle konuşmaya karar verdim.

Ulaştırma Bakanı ve PTT Genel Müdürü ile üst derece bürokratlarla yaptığım

görüşmeler sonrası derlediğim “ tam tersi” bilgilerle ortaya çıkan haberin Tempo’da

yayınlanmasından sonra Hürriyet üst yönetiminden büyük tepkiler gelmişti.

Yunan Başbakanı Koskatos’tan esinlenerek yazdığın  dosyanın “palavra” olduğunun

belgelenmesinden sonra bana “ Yahu bu haber gerçekten böyle mi? Ben nerde hata

yaptım acaba?” diye hayıflanan sen değil miydin?

Hatta “Yahu ikimizde aynı çatı altında çalışıyoruz, keşke haberin Tempo’dan

yayınlanmadan önce bana haber verseydin olmaz mıydı?” diye  beni de yalanına alet

etmeye çalışman neydi?

Hani sendeki “ filitrasyon” mekanizması o tarihte neden çalışmadı?

Neden, birkaç kanaldan haberi araştırmadın?

Madem “ilkeli” ve “büyük” gazeteciydin,  28 Şubat’a giden yolda servise koyduğun tek

bir haber için “Değişik kanallardan bu haberi doğrulatmıştım” diyemiyorsun?

“Postal kafalı” gazeteciler sınıfından olduğunu inkar edebildin mi bugüne kadar?

Palavra bol.

Satış ve pazarlama iyi.

Gazetecilik ise hikaye…

Gazetecilik, son 13 yılda peydahlanan “havuz medyası”nda ayağa düştü iiyice.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.