Basın dünyası her gün kötüye gidiyor.
Bu gidiş doğal olarak demokrasi yolunda verilen emek ve çabaları da boşa çıkarıyor.
Demokrasinin olmazsa olması tarafsız medya.
Aslında “taraflı” medya.
Tek “taraf”ı var bu dördüncü gücün. Sadece ve sadece demokrasiyi savunmak ve sistemi daha işler hale getirmek.
Medyanın iktidarını savunanı da olur, savunmayanı da…Medyanın muhalefeti savunanı da olur, yerden yere vuranı da…
Ortak yanlarının objektif-yansız ve tarafsız olması şartıyla. Ortak yanlarının, gerçekleri açığa çıkarıp, halkın bilgisine sunarken düşürt olmaları. Ve de editoryal bağımsızlıklarının güçlü olması şart.
Dürüst, objektif ve yansız yayın organları yaptıkları yayınlarla iktidarların denetlenmesine de katkı sağlarlar. Yazdıkları haberlerle halkı aydınlatmaya çalışırlar.
İktidarların varsa yanlışlıklarını, hatalarını, yolsuzlukl arını ve demokrasi dışı eylemlerini, uygulamalarını açığa çıkartıp halka şöyle de bir yol gösterirler:
“Bakın, bu iktidara oy verdiniz ama yaptıkları iş ve eylemlerle halka iyi hizmet etmedi. İsterseniz gelecek seçimlerde alternatif partilere yönelin”
Yani iktidarların değişmesinde de görev üstlenir medya takımı. Tabii tarafsız yayını ilke edinen gazete ve televizyonlar, iktidarlardan gelecek baskılara, şantaja ve tepkilere boyun eğmezler, eğemezler.
Çünkü işleri bu değildir. Eğer medya tarafsızlığını yitirmişse o ülkede “ Alo Fatih” dönemi başlamış demektir.
“Alo Fatih, derhal o haberini tekzip et”
Veya:
“Haberi ve anonsu ekrandan hemen çek Fatih” devri başlamışsa, çürümenin son kertesine gelinmiş demektir. Sonunda bir bakan, çıkar “Arkadaş, yarın ben sizlerin sabahki toplantınıza gireceğim” der.Son olarak Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’nun Star Gazetesi’ nin sabahki gündemtoplantısına girmesi gibi…
Bu haberi okuyunca tüylerim ürperdi. 50 yılı aşkın süredir bu mesleğin içindeyim, hiçbir gün ve hiçbir zaman devletin bir sorumlusunun herhangi bir gazetenin editoryal servisinin toplantısına katıldığını ne duydum ve ne de gördüm. Mümkün değildir.
Belki, Zimbabwe’de yayınlanan hükümet yanlısı bir gazetede olabilir. Tüylerim hala diken diken…
Havuz medyası vıcık vıcık…Patronundan, en altta çalışanına kadar…
Havuz devamlı su kaçırıyor ama kimsenin umurunda değil. Alan memnun, satan memnun…
Nasılsa “ göstermelik” bir demokrasinin eteğine yapışmış gidiyoruz. “Böyle başa böyle tıraş” demekten başka bir şey gelmiyor insanın içinden…