Orta Doğu Teknik Üniversitesini her fırsatta diline dolamayı alışkanlık haline getiren AKP’liler, bu kez siber saldırıyı bahane ettiler.
Dünya Üniversiteleri arasında her zaman kendisine yer bulan ve gurur kaynağı olan bu ilimyuvasını ele geçirmek, ya da karıştırmak için AKP eğilimli gençler devreye sokularak laik-antilaik tartışmasına çanak tutmaya çalışıyorlar şimdi de..
Tabii bu din konusu, süratle “mescit tartışması” kılıfına sokuldu ve karşıt görüşlü gençler arasında çatışma zemini hazırlandı.
Oysa ODTÜ’de mescit sorunu filan yok. Kampus içinde ibadet yerleri öylesine serpiştirilmiş ki, isteyen öğrenci bir dakikada namazını- niyazını eda edecek yakınlıktaki mescide ulaşabiliyor.
Bırakın mescidi, mescitler var.
Bir veya iki değil.
Tamı tamına 15 tane mescit bulunuyor kampus içinde.
Amaç “ibadet” olsa iyi.
16. mescit için de yer ayrılır.
Ama AKP’nin Osmanlı özentisi gençleri “Biz spor alanında namaz kılmak istiyoruz” dediklerinden, niyetleri de aleniyete dökülüyor.
Yani “ibadetimiz görülür hale gelsin”
İşte bu noktada tartışma alevleniyor.
Bir tarafdan hükümetin bakanları rektör ve öğrencilere yüklenirken, bir taraftan AKP’nin üst
görevlileri devreye giriyor. ODTÜ’de yaşanan ‘mescit tartışması’yla ilgili konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün ise, okulda sadece ‘kaymak tabaka’ ailelerin çocuklarının okuduğunu iddia ederek, “ODTÜ arazisine en az dört üniversite daha sığar. Milletimizin, yeni üniversitelerin kullanımına açılması lazım” diye konuşmaz mı?
Buyurun işin içinden çıkın.
Üstün efendi, YÖK başkanına da seslenmeden edemiyor:
“ODTÜ’nün kontenjanlarını artır. Anadolu evlatları bu üniversiteye girebilsinler”
Sanki okuyanların hepsi “Trakya” menşeyli.
Ne demek Anadolu evlatları?
Girsinler girmesine de “nasıl olacak bu?”
“Kontenjan arttırın” demek istiyor.
Bunun Türkçesi “Bizden daha çok adam girsin, bilim-milim umurumuzda değil” demek.
Yani “eğitim katledilsin”
Yani, dünyada “ En başarılı Üniversiteler” listelerine giren bu üniversitenın kalitesi onlar için önemli değil.
Oysa bir kere olsun etraflarına baksalar yeter.
Türkiye’de son 12 yıl içinde açılan üniversite ve fakülte sayısı öylesine fazla, öylesine çok ki.
Ne hocası var, ne de kaliteli eğitim gerçekleşiyor. Bozulmayan ve kalitesini düşürmeyen bir kaç üniversite kaldı ülkemizde, Gözlerini ona dikmişler “Neden bunlar imtiyazlı oluyorlar” deyip, bunların da bozulmasını istiyorlar.
Üstelik salyalarını akıtarak…
Oysa ODTÜ kalesinin düşmesi, bu son kalenin zaptedilmesi için, Kurucusu Kemal Kurdaş döneminden bu yana denenen oyunlar, girişilen eylemler öylesine boşa çıkarıldı ki, haberleri yok galiba.
Bu ülke o kadar da sahipsiz değil.
Bunu akıllarına yerleştirseler iyi olur.