“Halkın iradesi” dendiğinde mangalda kül bırakmayanlar onlar…
“Halkın takdiri bize yönelmiştir” deyip, meşruiyet vurgusunu yapanlar onlar.
“ Ülkede yaşayanların yüzde 50’sinden fazlasını biz aldık” deyip caka satanlar onlar.
Özetle, halkın iradesini yere göğe sığdıramayıp böbürlenenler, geçmişte seçilmiş belediye başkanlarını sadece “ Kürt” oldukları ve kendi partilerinden olmadıkları için hapse attılar.
Ne zaman?
Bundan 7-8 yıl önce.
Şimdi de seçilmiş belediye başkanlarını yine hapse atmaya başladılar.
Seçilmiş olmak onlar için geçerli olmalı.
Seçilmiş olmak ve dokunulmazlık zırhını kuşanmak sadece onlara aitmiş
gibi.
Şimdi de, seçilmiş Kürt Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması
için düğmeye basanlar da onlar.
Biz bu filmi gördük aslında.
Sıra, filmin 2016 gösterimine geldi.
Uygulayıcı kim : Sağ İktidar.
Yani güç, aynı ve değişmiş değil.
Önce dokunulmazlık kalkacak.
Sonra mahkemeler tutuklama kararlarını verecek.
Eeee, daha sonra ?
Sonra seçilmiş milletvekilleri, kafalarından bastırılarak polislerin
nezaretinde araçlara bindirilecekler.
Sonra da cezaevine tıkılacaklar.
Peki, bu dönemde ve gelişmeler sırasında daha neler olabilir?
Medyaya büyük görev düşüyor ama onların havuz medyası yok ki..,
Havuz dışında kalanlar da zaten “ iğdiş” vaziyetteler.
Etkisiz ve yetkisiz medya devre dışı kalınca işleri daha da zorlaşacak.
Ve seçilmişler, yani milli irade ayaklar altına alınacak.
Kimler için ?
Sadece seçilmiş Kürtler için.
Yani iktidar, yani AKP milletvekilleri ve partinin sadece ve sadece
kendileri için “ Müslüman” oldukları açığa çıkacak.
“Kendine Müslüman” olmak zaten aynıyla bu.
“Bu demokrasi ayıbı değil mi?” diye soracak olursanız onlara göre değil.
Çünkü “Kendine MüslÜman” bir parti ve yönetim var huzurunuzda.
Hepsi bu…